Karadeniz Tarihi

17 Ağustos 1668 Anadolu Depremi

Karadeniz bölgesi tarih boyunca birkaç kez yıkıcı depreme maruz kalmış olup, bunların muhtemelen en şiddetlisi olan Kuzey Anadolu fayını kırarak pek çok yerleşimi harap edip, binlerce insanın ölümüne yol açan 17 Ağustos 1668 Büyük Anadolu Depreminin 7,8 veya 8,0 şiddetinde gerçekleştiği tahmin edilmektedir.[1]

Kuzey Anadolu Fayında Diğer Büyük Depremler

1668 depremi öncesinde aynı hatta 1419’da (Hicri 822) Amasya-Tokat-Bursa hattını kıran hatta İstanbul’da da etkili olan artçı sarsıntılar yüzünden halkın üç ay çadırlarda yaşadığı şiddetli bir deprem olduğu bilinmektedir[2]. Aynı hattının batısında 17 Ağustos 1999’da merkez üssü Gölcük olan 7,4 şiddetinde bir deprem meydana gelmiş ve 35-40.000 civarında insan ölmüştür. Ayrıca 506, 1877, 8 Ocak 1888, 1895 ve 26 Mart 1898 tarihlerinde aynı hatta daha az ölüme yol açan büyük depremler gerçekleştiği bilinmektedir.

Türkiye’nin en büyük depremleri

Anadolu ve yakın çevresinde 10 Eylül 1509’da 7,2 büyüklüğünde “Büyük İstanbul Depremi”, 23 Şubat 1653’de 7,5 büyüklüğünde “Doğu İzmir Depremi”, 17 Ağustos 1668’de 8 büyüklüğünde “Anadolu Depremi”, 10 Temmuz 1688’de 7 büyüklüğünde “İzmir Depremi”, 3 Nisan 1881’de 7,3 büyüklüğünde “Sakız Adası Depremi” ve 10 Temmuz 1894’te 7 büyüklüğünde “İstanbul Depremi”, Cumhuriyet döneminde ise 9 Ağustos 1912’de 7,3 büyüklüğünde “Mürefte Depremi”, 18 Kasım 1919’da 7 büyüklüğünde “Ayvalık Depremi”, 13 Eylül 1924’de 6.8 büyüklüğünde Pasinler depremi, 7 Mayıs 1930’da 7,6 büyüklüğünde “Hakkâri Depremi”, 27 Aralık 1939’daki 7,9 büyüklüğünde “Büyük Erzincan Depremi”, 1942’de 7 büyüklüğünde Tokat Erbaa depremi, 26 Kasım 1943’te 7,2 büyüklüğünde “Ladik Depremi”, 1944’te 7,5 büyüklüğünde Bolu Gerede depremi, 1953’te 7,2 büyüklüğünde Çanakkale Yenice depremi, 1957’de 7,1 büyüklüğünde Muğla Fethiye ve Bolu Abant depremleri, 1964’te 7 büyüklüğünde Manyas depremi, 19 Ağustos 1966’da 6,9 büyüklüğünde Varto depremi, 1967’de 7,2 büyüklüğünde Mudurnu, 1970’te de 7,2 büyüklüğünde Gediz depremi, 24 Kasım 1976’da 7,5 büyüklüğünde Van Muradiye depremi, 17 Ağustos 1999’da 7,4 şiddetinde Gölcük Depremi,12 Kasım 1999’da 7,2 büyüklüğünde Düzce Depremi, 23 Ekim 2011’de 7,2 büyüklüğündeki Van depremi, 24 Ocak 2020’de 6.8 büyüklüğündeki Elazığ depremi gibi çok sayıda yıkıcı deprem Türkiye’nin en büyük depremleri olarak sırlanabilmektedir. Yukarıda verilen rakamlardan da anlaşılacağı gibi Türkiye’de gerçekleşmiş en büyük deprem 17 Ağustos 1668’de 8 şiddetinde “Anadolu Depremi”dir. İstanbul ise 1509, 1690, 1894 depremlerinde büyük hasar görmüştür[3].

1924 Erzurum depreminden sonra Mustafa Kemal Atatürk depremzedeler ile birlikte. 1924 Pasinler depremi 13 Eylül yerel saat ile 16.34’te Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erzurum Pasinler’de meydana geldi. 60 can kaybına yol açan ve 6.8 büyüklüğünde meydana gelen deprem. Mercalli şiddet ölçeğine göre en büyük şiddet IX olarak hissedildi.

17 Ağustos 1668 Depreminin Yıkımı ve Hasar Bölgesi

İlk sismik aktivite 1668 Haziran’ının sonunda Ankara’da hissedilmiş olup, sarsıntılar 20 Temmuz’dan itibaren yoğunlaşmıştır. 15 Ağustos’ta iki büyük deprem sırasıyla Ankara ve Beypazarı’nı vurmuştur. Ardından şimdiye kadar belki de yaşanmış en şiddetli deprem gerçekleşerek 17 Ağustos 1668’de Kuzey Anadolu Fayı’nı kırarak Kuzey Anadolu’da Tokat, Niksar, Bolu, Erzincan, Amasya, Kastamonu, Bursa, Ankara ve Samsun ve Merzifon gibi pek çok yerleşimi neredeyse harabeye çevirmiştir. Deprem, İstanbul, İzmir, hatta Ege adası İskadosa (Skiathos) kadar da hissedilmiştir.

Bolu

Bolu’da 60’ı tüccar, 1.800 kişi ölmüş olup, büyük bölümü Müslüman olsa da ölenler arasında Ermeni ve Katolikler kurbanlar da bulunmaktaydı.

Kastamonu

Kastamonu’da kayba dair rakam veren bir tarihi kaynak olmamakla birlikte birçok evin yıkıldığı, yine çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bilinmektedir.

Tokat

Tokat depremden ciddi şekilde etkilenmiştir. Şehir surları hatta kalenin bazı kısımları büyük ölçüde tahrip olmuştur. Kaledeki cami yıkılmış, insanlar yıkılmayan evleri bile korkudan iki hafta boyunca terk etmiş, çoğu üzüm bağlarında kalırken, diğerleri mezarlıklarda yatmıştır. Artçı şoklar altı ay boyunca devam etmiştir.

Amasya

Amasya, depremden ağır hasar almıştır. Pek çok cami, Amasya kalesinin surlarının yanı sıra evler de büyük ölçüde yıkılmıştır. Artçı şoklar birkaç gün boyunca devam etti ve insanlar çadırlar ve açık alanlarda yaşamak zorunda kalmıştır. Ölü ve yaralı sayısını bildiren bir kaynak yoktur.

Ankara

Deprem Ankara’yı da etkilemiş hatta kentin zemin yapısında önemli değişiklikler olmuştur. İnsanlar şehri terk etmiş, birkaç hafta boyunca dağlarda çadırda kurup konaklamıştır. Bununla birlikte diğer Kuzey Anadolu şehirlerinin aksine depremden daha az etkilenmiştir.

Kaynakça

Ambraseys, Nicholas  –Finkel, Caroline ‘Seismicity of Turkey and Adjacent Areas, a Historical Review: 1500-1800’. İstanbul 1995

Ambraseys,Nicholas-Finkel, Caroline. “The Anatolian Earthquake in 17 August 1668, Historical Seismograms and Earthquakes of the World, Ed. W.H.K. Lee-H.Meyers-K.Shimazaki, Academic Press. Ed. W.H.K. Lee‐H.Meyers‐ K.Shimazaki, Academic Press, 1988

Hoca Sâdeddin Efendi, Tâcü’t-tevârîh (Haz. İsmet Parmaksızoğlu). İstanbul, 1992

Necipoğlu, Nevra. “Depremler, Bizans Dönemi”. İçinde: Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Tarih Vakfı Yurt Yayınları.1993 c.3,s.33-34

Pınar, Nuriye-Lahn,Ervin. ‘Türkiye Depremleri İzahlı Katalogu’. Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği Yay. Ankara 1952

Süyûtî, Keşfü’ṣ-ṣalsale ʿan vaṣfi’z-zelzele (Neşreden M. Kemâleddin İzzeddin), Beyrut 1407/1987

Notlar

[1] Ambraseys – Finkel, 1995: 77-84

[2] Hoca Sâdeddin Efendi,1992: II, 95; Süyûtî, 1987: 208

[3] Necipoğlu, 1993: 33-34